Ana Sayfa Cümle Bilgisi Cümlenin Ögeleri: Temel ve Yardımcı Ögeler

Cümlenin Ögeleri: Temel ve Yardımcı Ögeler

Cümlenin Ögeleri Kavram Haritası
Cümlenin Ögeleri Kavram Haritası

CÜMLE NEDİR

Çeşitli duygu, düşünce, istek ve dilekleri karşımızdakilere aktarmaya yarayan; anlam, yapı ve görev ilgisiyle bütünleşen sözcük öbeklerine “cümle” denir. Her cümle mutlaka bir “yargı” bildirir. (Yargı bildirmek sözcüğün ya da söz öbeğinin kip, şahıs veya ek fiil ile çekimlenmiş olması demektir.)

Örneğin;

“Bakıyorum.” bir cümledir. Çünkü “bakmak” sözcüğü şimdiki zaman kipi (-yor) ve şahıs eki (-m) aldığı için artık yargı bildiren bir sözcüktür.

“Çalışkandır.” da bir cümledir. Çünkü “çalışkan” ismi ek fiilin geniş zamanı (-dır) ile çekimlenmiş olduğu için yargı bildiren bir sözcüktür.

Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:

  • Gidecek.
  • Melih gidecek.
  • Melih konsere gidecek.
  • Melih kardeşiyle birlikte konsere gidecek.
  • Melih yarın kardeşiyle birlikte konsere gidecek.
  • Melih yarın eğlenmek için kardeşiyle birlikte konsere gidecek.

    Yukarıdaki bir sözcük de, birden fazla sözcük de yargı bildirdiği için cümle özelliği gösterir. Ancak cümlenin sadece bir iki sözcükten oluşan biçimi, durumu ayrıntılı biçimde anlatmaya yetmediğinden daha sonraki cümlelerde yardımcı ögelerin katkısıyla anlatılmak istenen yargı daha belirgin bir nitelik kazanmıştır.

Cümlenin ögeleri, cümleyi meydana getiren “temel ögeler” ve cümlenin anlatımını geliştiren “yardımcı ögeler” olmak üzere iki ana gruba ayrılmıştır.

BAŞLAMADAN ÖNCE

Aşağıdaki konu anlatımında cümlenin ögelerini daha anlaşılır kılmak için her bir ögeyi renklendirme yoluna giderek açıklamada bulunduk. Buna göre;

ÖGELERRENKLER
Yüklem (Y) → Kırmızı 
Özne (Ö) →Eflatun
Nesne (Bli. N. Bsiz. N.) →Yeşil
Dolaylı Tümleç (DT) →Mavi
Zarf Tümleci (ZT) →Turuncu
Edat Tümleci (ET) →Mor
Cümle Dışı Unsur (CDU) →Gri
renkleriyle gösterilmiştir.

A) CÜMLENİN TEMEL ÖGELERİ:

Cümlenin var olabilmesi için gerekli olan, yargıdan sorumlu ögelerdir. Bunlar;

  • Yüklem
  • Özne’dir

1- YÜKLEM

  • Cümlede anlatılan iş, olay, duygu, düşünce ya da yargıyı içeren temel ögeye “yüklem” denir. Yüklem; cümledeki iş, oluş kılış, istek düşünce veya yargıyı zamana ve kişiye bağlı olarak bildirir. Yani içinde kip eki, şahıs eki veya ek fiili barındıran öge yüklemdir. Bütün bir cümle yüklem üzerine kurulur. Yardımcı ögeler yüklemin anlamını tamamlar ve desteklerler.

ÖRNEKLER:
– Küçük çocuk, arabanın camına taş attı. (yüklem = attı)

– Bu memlekette yetenekli adam çokmuş. (yüklem = çokmuş)

  • Bütün sözcük türleri (isim, sıfat tamlaması, zamir, fiil, fiilimsi, birleşik fiiller vs), ikilemeler, tamlamalar ve deyimler yüklem oluşturabilirler. Bu nedenle yüklem, tek bir sözcükten meydana gelebileceği gibi bir kelime gurubundan veya bir cümleden de oluşabilir.

ÖRNEKLER:

– Siz de bu konuda bir şeyler yapabilirsiniz. (fiil = yüklem)

– Hayatta en çok kıymet verdiği kişi annesiydi. (isim = yüklem)

– Evden çıktığında barut fıçısı gibiydi. (edat = yüklem)

– Yıldız nedense geçen akşam çok neşeliydi. (adlaşmış sıfat = yüklem)

– Rüyamda görüp aşık olduğum kişi sendin. (zamir = yüklem)

– O gün kıyafetleri de ayakkabısı da pırıl pırıldı. (ikileme = yüklem)

– Sabahları en çok sevdiği şey sıcacık bir çaydı. (sıfat tamlaması = yüklem)

– Yakalandığı hastalığa iyi gelen bitki sadece dere otuymuş. (isim tamlaması = yüklem)

– Babasının ona sürpriz yapacağı içine doğmuştu. (deyim = yüklem)

Hayallerimi süsleyen, unutulmaz, nadide bir çiçeksin. (cümle = yüklem)

Yukarıdaki son örnekte “çiçeksin” kelimesinin yüklem olarak tek başına kabul edilmemesinin temel nedeni, bu ifadenin bir sıfat tamlaması grubu oluşturmasıdır. Çiçeğin niteliğini gösteren diğer kelimeleri yani tamlayanı (Hayallerimi süsleyen, unutulmaz, nadide bir), tamlanandan yani “çiçeksin” kelimesinden ayıramazsınız. Bu durum diğer tüm ögeler (özne, nesne, tümleç) için de geçerlidir. Birbiriyle bir bütün içinde olan tamlamaları, deyimleri, ikilemeleri, birleşik fiilleri, kelime gruplarını vb. parçalayamazsınız.

  • Türkçenin söz dizimi kurallarına göre yüklem genellikle sonda bulunur. Ancak, günlük konuşmalarda, şiir dilinde ve atasözlerinde yüklemin yeri değişerek cümlenin ortasında ya da başında bulunabilir.

ÖRNEKLER:
– Amasralılar gözyaşlarıyla uğurladı çok sevdikleri Barış Akarsu’yu. (uğurladı = yüklem)

– Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
(Yavuz Bülent Bakiler)

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. (Atasözü)

  • Yüklem, olumsuzluk ve soru bildirdiğinde, “mi, değil,” gibi sözcükler de yükleme dahil olurlar.

ÖRNEKLER:
– Yarın akşam evde değiliz.

– Mehmet Usta bağlamanın tellerini takmış mı?

2- ÖZNE

  • Özne; yüklemin bildirmiş olduğu iş, oluş, hareket veya yargıdan sorumlu olan, cümlede yargının oluşmasını sağlayan kişi ya da varlıktır. Hareket bildiren cümlelerde işi yapan varlık özne iken; isim cümlelerinde yargıya konu olan varlık öznedir.

NASIL BULUNUR? :
Cümlede özneyi bulabilmek için yükleme “kim”, “ne” ya da “….. olan ne?” sorularından uygun olanı sorulur. Aldığımız cevap bize özneyi verecektir. Özne, tıpkı yüklem gibi her türlü söz ve söz birlikleri şeklinde kullanılabilir:

ÖRNEKLER:

Avcı, çalıların arkasına saklandı.
(Kim saklandı? = Avcı = Ö, Y)

Yüksek sesle konuşmak yasaktır.
(Yasak olan ne? = Yüksek sesle konuşmak= (Ö, Y)

Yanımda oturan adam, otobüs Kırşehir’e varıncaya kadar konuştu. (Ö, Y)

Çocukların yaptığı deneyler öğretmenini mutlu etmişti. (Ö, Y)

Zamanla ortaya çıkan bu durum beklenen bir sonuçtu. (Ö, Y)

Babamın yorgun bakışları, gününün nasıl geçtiğini anlatıyordu. (Ö, Y)

  • Özne, cümlenin her yerinde bulunabilmekle birlikte daha çok cümlenin başında yer alır.

ÖRNEKLER:
En çok yolu gözlenen, en çok özlenendi biricik annem. (Y,Ö)

– Ne hasta bekler sabahı ne taze ölüyü mezar. (Ö, Y, Ö)

ÖZNE ÇEŞİTLERİ

Cümlede yüklemin etken ve edilgen olma özelliğine göre özneler aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır:

a-GERÇEK ÖZNE

Yüklemin anlattığı işi üstüne almış, yargının oluşmasını sağlamış, yüklemin bildirdiği işi bizzat yapan öznelerdir. Bu tip cümlelerin yüklemi etken çatılıdır. Gerçek özneler cümlenin içinde açık şekilde bulunup bulunmamasına göre ikiye ayrılır.

a-1) AÇIK ÖZNE

Yüklemin belirttiği işi yapanın cümlede açık bir şekilde bulunduğu öznelere “açık özne” denir.

ÖRNEKLER:
Ben ve annem, tatilimizi Alanya’da geçirmeyi düşünüyoruz
(Kim düşünüyor = Ben ve annem = açık özne)

Murat, dedesi vefat ettiği için Temmuz ayındaki düğününü erteledi
(Kim erteledi = Murat = açık özne)

O, yerdeki cam kırıklarını topladı
(kim topladı = o = açık özne)

a-2) GİZLİ ÖZNE:

Cümlede özne bazen yukarıdaki örneklerde olduğu gibi açık bir şekilde gösterilmeyebilir. Cümlede bulunmayan, varlığı cümlenin yüklemindeki kişi ekinden anlaşılan öznelere “gizli özne” denir.  Burada dikkat edilmesi gereken şey gizli öznenin cümlede var olan ögelerden biri olarak sayılmayacağıdır. Yani cümlede gizli özne var olsa bile o cümlenin bir ögesi olarak kabul edilemez.

ÖRNEKLER:
– Arabayı yenilediğini her fırsatta söylüyorsun.
(kim söylüyor = sen = gizli özne)

– Benden desteğini esirgemediğiniz için size sonsuz teşekkür ediyorum
(teşekkür eden kim = ben = gizli özne)

– Yerdeki cam kırıklarını topladı.
(kim topladı = O = gizli özne)

b-) SÖZDE ÖZNE:

Edilgen çatılı fillerin yüklem olduğu cümlelerde, bildirilen işin yapıcısı olmayan; ancak yapılan işten etkilenen varlığa sözde özne denir. Aslında nesne olan bu varlık, işi yapanın belli olmadığı cümlelerde yer aldığı için özne görevini üstlenmektedir.

ÖRNEKLER:

Ahmet Çavuş, Çanakkale’de omzundan yaralanmıştı.

Çözümleyelim: Yaralama işini kim yaptı bu belli değil. Yani işin yapıcısı bilinmiyor. Ahmet Çavuş sadece yaralama işinden etkilenen kişi olduğu için yani işi yapmadığı için sözde öznedir. (Kim yaralanmıştı = Ahmet Çavuş = sözde özne)

Yerdeki cam kırıkları toplandı.

Çözümleyelim: Toplama işini yapan kim belli mi? = Hayır. Yani işin yapıcısı bilinmiyor. “Yerdeki cam kırıkları” işi yapan belli olmadığı için sözde özne görevi üstlenmektedir.

c-) ÖRTÜLÜ ÖZNE: 

Edilgen çatılı fillerin yüklem olduğu bazı cümlelerde, hem işi yapan hem de işten etkilenen varlık birlikte yer almasına rağmen, işi yapan varlık  “-ce” eki veya “tarafından”  gibi yardımcı bir sözcükle birlikte kullanıldığından açık özne özelliği göstermez.  Böyle bir durumda işi yapan varlık örtülü özne olarak kabul edilir.     

ÖRNEKLER:

– Okulumuzu bakanlık müfettişleri denetledi.

Çözümleyelim:
Yüklem: Denetledi. (Etken çatılı)
Kim denetledi = bakanlık müfettişleri = Gerçek Özne


– Okulumuz, bakanlık müfettişleri tarafından denetlendi.

Çözümleyelim:
Yüklem: Denetlendi  (Edilgen çatılı)
Denetlenen ne: Okulumuz = Sözde özne
Kim tarafından denetlendi = Bakanlık müfettişleri tarafından = Örtülü Özne

B) CÜMLENİN YARDIMCI ÖGELERİ:

Cümlenin kurulması için mutlaka gerekli olmayan ama yargıyı çeşitli yönleriyle tamamlayan, açıklayan ve geliştiren ögelerdir. Cümlenin yardımcı ögeleri şunlardır:

  • Nesne
  • Dolaylı Tümleç (Yer tamlayıcısı)
  • Zarf Tümleci
  • Edat Tümleci

1- NESNE

Öznenin yapmış olduğu işten etkilenen ögedir. İşten etkilenme durumu, en basit şekliyle şöyle örneklendirilebilir: “Ali çimenleri ezdi.” cümlesinde Ali öznesinin yaptığı ezme işinden etkilen unsur “çimenler”dir. Bu durumda “çimenler” kelimesi cümlenin nesnesi görevindedir.

Nesne Çeşitleri

Nesneler belirtme hal eklerini [-ı,-i,-u, -ü, -(n)ı, -(n)i, -(n)u, -(n)ü] alıp almama durumuna göre ikiye ayrılırlar.

a) Belirtili Nesne

Belirme hali eki [-ı,-i,-u, -ü, -(n)ı, -(n)i, -(n)u, -(n)ü] almış olan nesneler “belirtili nesne” olarak tanımlanmaktadır.

NASIL BULUNUR? :
Belirtili nesneyi bulabilmek için yükleme “neyi, kimi, nereyi” soruları sorulur. Eğer cümlede belirtili nesne varsa bu soruların cevapları bizi doğrudan belirtili nesneye götürecektir.

ÖRNEKLER:
Ayşe yüzmeyi çok seviyordu.
(neyi seviyordu= yüzmeyi), (Ö, Bli. N, Y)

Bu sıkıntıları zamanında biz de yaşadık.
(neyi yaşadık= Bu sıkıntıları),  (Bli. NÖY)

Eksi konuları tekrar etmemizi istedi.
(neyi istedi),  (Bli. NY)

Bitkilerin çoğu doğrudan gelen güneş ışığını sevmez.
(neyi sevmez?), (ÖBli. NY)

Film, eski bir destan kahramanının başından geçenleri anlatıyor.
(neyi anlatıyor?), (ÖBli. NY)

– Artık, hormonsuz yetiştirilen bir meyveyi kolay kolay bulamıyoruz.
(neyi bulamıyoruz), (Bli. NY)

Okulun duvarını bir hayırsever vatandaş yaptıracak.
(neyi yaptıracak?), (Bli. NÖY)

Mahmut gitar kursuna kardeşini de götürecekti.
(kimi götürecekti?), (ÖBli. NY)

b) Belirtisiz Nesne

Belirtme hali eki [-ı,-i,-u, -ü, -(n)ı, -(n)i, -(n)u, -(n)ü] almamış olan nesneler ise cümlede belirtisiz nesne olarak tanımlanmaktadır.

NASIL BULUNUR? :
Belirtisiz nesneyi bulabilmek için yükleme “ne, kim” sorularından uygun olanı sorulur.

ÖNEMLİ UYARI:
“Ne ve kim” soruları hem belirtisiz nesneyi hem de özneyi bulmaya yönelik oldukları için özneyi belirtisiz nesneden ayırt etmek bazen zor olabilir. Bu iki unsuru karıştırmamak için yüklemi belirledikten sonra sırasıyla önce özneyi, ardından nesneyi bulmak daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.”

ÖRNEKLER:

– Hasta ninem için bahçeden şifalı bitkiler topladım.
Yüklem: topladım
Kim topladı? : Ben: Gizli özne
Ne topladım? = şifalı bitkiler: Belirtisiz nesne

– Doğum günü hediyesi olarak kardeşime enstrüman aldım.
Yüklem: aldım
Kim aldı? : Ben: Gizli özne
Ne aldım? : Enstrüman: Belirtisiz nesne

– Her gün görülen soygun olaylarını engellemek için siteye bekçi tuttular.
Yüklem: tuttular
Kim tuttu? : Onlar: Gizli özne
Ne tuttular? : bekçi: Belirtisiz nesne

– Bu yöreden bakır ve kurşun çıkarıyoruz.
Yüklem: çıkarıyoruz
Kim çıkarıyor? : Biz: Gizli özne
Ne çıkarıyoruz? : bakır ve kurşun: Belirtisiz nesne

– Köye geldiğim günden beri tek bir kitap okuyamamıştım
Yüklem: okuyamamıştım
Kim okuyamamıştı? : Ben: Gizli özne
Ne okuyamamıştım? : tek bir kitap: Belirtisiz nesne

2- DOLAYLI TÜMLEÇ (YER TAMLAYICISI)

Yüklemin göstermiş olduğu iş, hareket ve oluşun anlamını yönelme, bulunma ve çıkma bakımından tamamlayan kelime veya kelime gurubu “dolaylı tümleç” olarak tanımlanmaktadır.

NASIL BULUNUR? :
Cümlede dolaylı tümleci bulabilmek için yükleme “kime, kimde, kimden; neye, neyde, neyden; nereye, nerede, nereden” sorularından uygun olanı sorulmalıdır. Bir cümlede birden fazla dolaylı tümleç bulunabilir.

  • “Yönelme” bildiren dolaylı tümleç örnekleri: (kime, neye, nereye)

ÖRNEKLER:

Toplantıda olanları eşine bir bir anlatmıştı.
(kime anlatmıştı= eşine), (Bli. N, DT, Y)

– Bu sabah bahçedeki çiçeklere su verdim.
(neye su verdim), (DT, Bsiz. N, Y)

Meydana yeni satıcılar gelmiş.
(nereye gelmiş), (DT, Ö, Y)

  • “Bulunma” bildiren dolaylı tümleç örnekleri: (kimde, neyde, nerede)

ÖRNEKLER:

Ağır iş makineleriyle bozuk arazide çalışıyorlar.
(nerede çalışıyorlar= bozuk arazide), (DT, Y)

Yüklemi isim olan cümlelerde çatı özelliği aramamalısın.
(neyde aramamalısın), (DT, Bsiz. N, Y)

Aldığım enstrüman Ankara’da yalnızca sende var.
(kimde var= sende)
(Nerede var= Ankara’da), (Ö, DT, DT, Y)

  • Ayrılma (Çıkma) bildiren dolaylı tümleç örnekleri: (kimden, neyden, nereden)

ÖRNEKLER:

Bana bunları duvarın üstünden uzattı.
(nereden uzattı= duvarın üstünden),
(kime uzattı= Bana) (DT, Bli. N, DT, Y)

Kötü sözden hiçbir şey elde edemezsiniz.
(neyden elde edemezsiniz), (DT, Bsiz. N, Y)

Babamdan biraz para aldım.
(kimden aldım), (DT, Bsiz. N,Y)

Düşmanım benden daha akıllı olmamalı.
(kimden akıllı olmamalı), (ÖDT, Y)

ÖNEMLİ UYARI:
“-de, -den” ekleri almış kelimeler her zaman dolaylı tümleç görevini üstlenmez. Bu ekleri almış kelimeler “zamanı veya durumu” belirtiyorsa “zarf tümleci” olarak görev yapar. (Zarf Tümleci bu konunun devamında anlatılacaktır). Bu ekleri alan bir kelime ya da kelime grubu yükleme sorulan “niçin, ne zaman” sorularının cevabını veriyorsa zarf tümleci olarak kabul edilir.”

ÖRNEKLER:

Sevinçten gözyaşlarını tutamadı.
(niçin tutamadı = sevinçten: Zarf tümleci), (ZT, Bli. N, Y)

Kaza haberi bize sonradan ulaştı.
(ne zaman ulaştı = sonradan: Zarf tümleci),  (Ö, DT, ZT, Y)

3- ZARF TÜMLECİ

Yüklemdeki iş, hareket ve oluşu; zaman, durum, miktar, sebep ve yer-yön bildirerek tamamlayan kelime veya kelime gruplarına zarf tümleci denir.

NASIL BULUNUR? :
Bir cümledeki zarf tümlecini bulabilmek için yükleme “ne zaman, nasıl, ne kadar, neden, niye, niçin, nereye” sorularından biri sorulur. Bir cümlede birden fazla zarf tümleci bulunabilir.

  • Zaman bildiren zarf tümleci örnekleri:

ÖRNEKLER:

Ahmet Bey’i çarşıdan çıkarken görmüştüm.
(ne zaman görmüştüm), (Bli. N, ZT, Y)

Her yıl birçok meteor taşı dünyamızın atmosferini geçerek yeryüzüne düşmektedir.
(ne zaman düşmektedir), (ZT, Ö, ZT, DT, Y)

  • Durum bildiren zarf tümleci örnekleri:

ÖRNEKLER:

Görevliler hepimizin evraklarını tek tek inceledi.
(nasıl inceledi), (Ö, Bli. N, ZT, Y)

Tahtadan sandalyeleri hızla salona taşıdı.
(nasıl taşıdı), (Bli. N, ZT, DT, Y)

  • Miktar bildiren zarf tümleci örnekleri:

ÖRNEKLER:

Kursta öğrendiklerini evde iki saat tekrar etti.
(ne kadar tekrar etti), (Bli. N, DT, ZT, Y)

Akşama kadar pencerenin kenarında eve gelmeni bekledim.
(ne kadar bekledim), (ZT, DT, Bli N. Y)

  • Sebep bildiren zarf tümleci örnekleri:

ÖRNEKLER:

Öfkesinden etrafındaki insanlara ağır sözler söylüyordu.
(niçin söylüyordu), (ZT, DT, Bsiz N. Y)

Misafirleri geldiğinden bugün yaptığı tüm planlarını iptal etti.
(neden iptal etti), (ZT, Bli N. Y)

  • Yer-yön bildiren zarf tümleci örnekleri:

ÖRNEKLER:

Arkasından fırlatılan taştan kurtulmak için ileri atıldı.
(nereye atıldı), (ZT, ZT, Y)

Tüm kuvvetini toplayarak elindeki çuvalı yukarı taşıdı.
(nereye taşıdı), (ZT, Bli N. ZT, Y)

Uyarı:Yön bildiren kelimeler çekim eki alarak kullanılırsa zarf tümleci değil, dolaylı tümleç ya da belirtili nesne olurlar.

– Onu aşağı indirdi. (Zarf tümleci)

– Onu aşağıya indirdi. (Dolaylı tümleç)

– Ona aşağıyı temizletti. (Belirtili Nesne)

4- EDAT TÜMLECİ

Yüklemin anlamını birliktelik, araç, özgülük, amaç gibi yönlerden tamamlayan ve “ile, için” edatlarıyla birlikte kullanılan ögelerdir.

NASIL BULUNUR? :
Edat tümlecini bulmak için yükleme “ne ile, kimin ile, kimin için, ne için” soruları yöneltilebilir.

ÖRNEKLER:

Hacca bu yıl uçak ile gidilecekmiş. (araç),
(ne ile gidecekmiş=uçak ile), (DTZTETY)

Onca parayı çantayla taşıyordu. (araç),
(ne ile taşıyordu= çantayla), (Bli. N, ET, Y)

Alışverişe Elif’le gideceğiz. (birliktelik),
(kimin ile gideceğiz= Elif’le), (DT, ET, Y)

Bu pastayı senin için yaptım. (özgülük),
(kimin için yaptım= senin için), (Bli. NETY)

Para kazanmak için Almanya’ya gitmiş. (amaç),
(ne için gitmiş= Para kazanmak için), (ET, DT, Y)

NOT: “İçin” edatı cümleye neden-sonuç anlamı katarsa birlikte kullanıldığı öge edat tümleci değil “zarf tümleci” olur. (Edat tümleci ile zarf tümlecinin farkı)

Örnek: Karanlıktan korktuğu için yan odaya gidemedi. (Sebep – Sonuç)

Sebep: Korktuğu için

Sonuç: yan odaya gidemedi.

UYARI: Bazen soru şıklarında edat tümleci seçeneği olmadığı halde verilen cümlede edat tümlecinin var olduğunu görebilirsiniz. Bu durumda cümledeki edat tümleci olduğunu düşündüğünüz ögeyi zarf tümleci olarak kabul edebilirsiniz. Çünkü edat tümleçlerini tümüyle zarf tümleci içinde sayan dil bilimciler vardır.

ARA SÖZ – ARA CÜMLE

Cümlenin tamamının ya da cümledeki bir ögenin anlamını kuvvetlendirmek, pekiştirmek ya da açıklamak amacıyla kullanılan ve cümlenin herhangi bir ögesi olarak kabul edilmeyen söz veya sözcük grubuna ara söz, cümle şeklinde olanlara ise ara cümle denilmektedir.

Ara söz ve ara cümleler cümleden çıkarıldığında, cümlede anlatılmaya çalışılan unsurlarda eksilme meydana gelmez, cümlenin anlamı bozulmaz. Ara söz ve ara cümleler cümle içinde; iki virgül arasında, iki kısa çizgi arasında ya da parantez içinde kullanılır.

ÖRNEKLER:

Şuradaki çantayı, kırmızı olanı, uzatır mısınız?
(Bli. N, AS, Y)

Duygu, geçen yıl bizim öğrencimizdi, dün bizi ziyaret etti.
(Ö, AC, ZT, Bli. N, Y)

Mustafa’yı sonradan kursa katılanıçok takdir ediyorum.
(Bli. N, AS,  ZT, Y)

Konuşmayı (en iyi yaptığını düşündüğü şeyi) bu kitaptan öğrenmişti.
(Bli. N, ASDT, Y)

NOT: Bir ara söz cümle içinde herhangi bir ögenin açıklayıcısı olabilir.

ÖRNEKLER:

Mehmet, can dostum, dün ameliyat oldu.
(Ö, AS, ZT, Y), (Ara söz öznenin açıklayıcısı)

İstanbul’dan, gecesi sümbül kokan şehirden, üzülerek dönüyorum.
(DT, AS, ZT, Y), (Ara söz dolaylı tümlecin açıklayıcısı)

Önümüzdeki hafta Çamlıdere’ye, Kızılcahaman’ın ilçesine, gideceğiz.
(ZT, DT, ASY), (Ara söz dolaylı tümlecin açıklayıcısı)

Bin bir zorlukla aldığım gitarımı, ilk enstrümanımı, kardeşime hediye ettim.
(Bli. N
, AS, DT, Y), (Ara söz belirtili nesnenin açıklayıcısı)

İki gün sonra -perşembe günü- takip ettiğim derginin yeni sayısı çıkacak.
(ZT
, AS, Ö, Y), (Ara söz zarf tümlecinin açıklayıcısı)

NOT: Ara söz, cümlenin herhangi bir ögesi olmadığı durumlarda da cümlede bulunabilir.

Sana anlattığı şeyler, buna adım gibi eminim, doğru değil
(Ö, AS, Y)

Mahkemenin önümüzdeki ayda sonuçlanabileceğini ki hiç sanmıyorum – iddia ediyor.
(Bli. N, ASY)

CÜMLE DIŞI UNSUR

Cümlenin kuruluşundaki ögelere dahil olmayan; sadece dolaylı olarak yardımcı olan kelime, kelime grubu veya cümleler “cümle dışı unsur” olarak kabul edilir. Bunlar açıklama, pekiştirme gibi işlevlerle cümlede yer alırlar ve cümlenin her yerinde bulunabilirler.“ Bağlaçlar, ünlemler, seslenme ve hitap sözcükleri ile ara söz ve cümleler” cümle dışı unsurlardır. Cümle dışı unsurlar, diğer ögelerdeki gibi yükleme belirli sorular sorularak bulunan ögeler değillerdir.

ÖRNEKLER:

Hiç olmazsa onu bugün göreyim. (Bağlaç),
(CDUBli. N, ZT, Y)

Fakat bu durum babamı daha çok yıprattı. (Bağlaç),
(Ö, Bli. N, ZT, Y)

Eyvah, şimdi işimiz daha zorlaştı. (Ünlem), 
(CDUZT, Ö, ZTY)

Gidelim artık, haydi. (Ünlem),
(Y, ZT, CDU)

Hey! Seni bir daha burada görmeyeyim. (Seslenme),
(CDU, Bli. N, ZT, DT, Y)

Bana bir tane simit sarıver simitçi. (Seslenme),
(DT, Bsiz. N, Y, CDU)

Efendiler, bugün bayram günüdür. (Hitap),
(CDU, Ö, Y)

Sayın Başkanım, bugün sizi aramızda görmekten onur duyduk. (Hitap),
(CDU, DT, Y)

NOT: Ara cümleler, cümle içinde bağımsız bir cümle olarak değerlendirildiğinden cümle dışı unsur olurlar. Ara cümleler ile ana cümlelerin ögeleri birbirinden ayrı şekilde çözümlenir.

ÖRNEK:
Türkan Kınay, kendisi doktorumdur, yeni kitabını yakında bizlere sunacak.

Ana cümle: Türkan Kınay, yeni kitabını yakında bizlere sunacak.
(Ö, Bli. NZT, DT, Y)

Ara cümle: Kendisi doktorumdur.
(Ö, Y), (Ana cümlede öznenin açıklayıcısı)

CÜMLEDE VURGU

Vurgu Nedir?

Duygu ve düşüncelerin daha iyi bir şekilde aktarılmasını sağlamak, anlaşılır olabilmek, dinleyiciyi etkilemek ve ilgisini çekmek amacıyla; konuşma ya da okuma esnasında, bir hecenin diğer hecelere ya da bir kelimenin diğer kelimelere oranla daha kuvvetli, daha baskın olarak söylenmesine “vurgu” denilir.

Cümlede Vurgu Nasıl Yapılır?

Cümlede vurgu bazı durumlar hariç her zaman yüklemden önce gelen ögenin üzerindedir.

ÖRNEKLER:

Annem yarın beni sinemaya götürecekmiş.
(Cümlede vurgu dolaylı tümleçtedir)

Annem yarın sinemaya beni götürecekmiş.
(Cümlede vurgu nesnededir)

Annem sinemaya beni yarın götürecekmiş.
(Cümlede vurgu zarf tümlecindedir)

Yarın sinemaya beni annem götürecekmiş.
(Cümlede vurgu öznededir)

Not: “mi” soru edatı ve “de” bağlacı vurguyu kendinden önceki kelimeye çekmektedir.

ÖRNEKLER:

– Harun da gitar çalmayı öğrenmiş.
(Özne vurgulanmıştır)

Harun gitar çalmayı da öğrenmiş.
(Nesne vurgulanmıştır)

Bu çocuk mu bütün salonu dağıttı?
(Özne vurgulanmıştır)

Bütün salonu mu dağıttı bu çocuk?
(Nesne vurgulanmıştır)

Gazeteler akşam mı basılır?
(Zarf tümleci vurgulanmıştır)

Not: Cümlede soru bildiren bir sözcük varsa vurgu bu soru kelimesinde yer alır.

ÖRNEKLER:

Niçin anlamazsın gönlümdeki ateşi?
(vurgu “niçin” kelimesindedir)

Bu soruyu hangi öğretmen çözdü?
(vurgu “hangi” kelimesindedir)

Nasıl bir şehirde oturmak istersin?
(vurgu “nasıl” kelimesindedir)

CÜMLENİN ÖGELERİ İLE İLGİLİ DİĞER YAZILAR:

Cümlenin ögeleri Bulunurken Dikkat Edilecek 9 Altın Yol
Cümlenin ögeleri ile İlgili Örnek Çözümlü Cümleler

4 YORUM

Görüşlerini ve Sorularını Bizimle Paylaşabilirsin

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen isminizi buraya giriniz

Exit mobile version